Bir quadriplegic hastası (boyundan aşağısı felç) olarak hayatımda ilginç anılardan biri de ilk uçakla seyahat deneyimimdir. Şimdi soracaksınız,uçakla seyahatin neresi ilginç ki? Maalesef biz engelliler için buz dağının görünen kısmıyla diğer tarafı çok farklıymış.
2001 yılıydı sanırım, bir iş için Mısır’a gitmem gerekiyordu ve işin garibi bu benim kazadan sonraki hatta hayatımdaki ilk uçak yolculuğum olacaktı. Elbetteki tekerlekli sandalyede olup hele de hareket kabiliyetiniz son derece kısıtlıysa böyle bir deneyim sizi ilk başta ürkütüyor. Refakatçim sevgili teyzemin oğlu idi.
Seyahat acentesini aramakla başladım işe. Karşımdaki ses nasıl yardımcı olabilirim deyince bir an afallamakla beraber kendimi toparladım ve kısaca özel durumumu izah etmeye başladım. Hanımefendi boynumdan aşağısı felç ve tekerlekli sandalye kullanııcısyım. Yanımda refakatçim olmakla beraber uçağa nasıl binerim , tuvalet ve gibi ihtiyaçlarda engellilere uygun mudur? diye sordum. Karşımdaki ses, uçak için ambulans olduğunu ve sonrasında ara sandalye ile koltuğa gidildiğini ve ihtiyaç halinde de yine uçaktaki ara sandalye ile wc ye gidildiğini söyleyince az daha olsa rahatladım.Çok fazla sıkıntı yaşamayacaktım.
O gün geldi ve Adana hava alanı yolundayız, bende anlatılamaz bir heyecan.Aktarmalı uçacağım , aylardan temmuz ve ortalık yanıyor. Adana hava alanındayız , işlemler bitti derken uçağa gidiş serüvenim başladı. İlk golü hava alanında yedim! Israrla kendi sandalyem ile uçağa gidemeyeceğim ve başka bir sandalyeye transfer olmam söylendi. Arkadaşım ne frak var ikisi de aynı değil mi? Al beni uçağa sonra götür sandalyemi bagaja.Hayır olmaz, kural böyle.Kendine hayrı olmayan, cikcik öten, kıçıma demirleri batan bir sandalyeye ya Allah deyip kucaklayıp koydular.Ambulansa binip uçağa doğru yola çıktık ve artık uçağın kapısındayız.O da ne! minicik bir sandalye, arkada tekerlekleri var ,dar mı dar.Ayıptır söylemesi kıçımız dörtte biri kadar oturma yeri var. Bu nedir? Ara sandalye! Telefondaki operatörün bahsettiği konforlu sandalye! Tekrar kucaklandık ve uçaktaki koltuğuma doğru ilerledik. Kucak vakti geldi, tekrar kucak ve koltuğa oturttular. Bu arada içimden turizm acentesine methiyeler diziyorum.Anladınız siz :))
Nihayet uçaktaki koltuğumdayım. Suratıma bakan hostesler.Hayırdır bu sefer ne var ?? Orada olmaz lütfen cam kenarına gidin !!! Arkadaşım neden !! Hareket kabiliyetim son derece sınırlı ve ortam çok dar.Yok olmaz kural böyleymiş.Nedeni de acil durumlarda ben yanımda oturanlara engel olurmuşum. Zar zor pencere kenarına doğru kaydım.Yanımda teyzemin oğlu.
Gözlerim ara sandalye ve wc aramaya başladı.Malum, aktarmayla yaklaşık 4 saat uçuş. Tüm yolcular otursun bari dedim,öyle sorayım.Herkes oturdu , erkek hostesi aramaya başladım ve işte karşımda. Wc nerede ve ara sandalye yakınımda mı? diye sordum.Sevgili turizm acente yetkisinin bahse konu olan sandalye, Wc şurada dedi hostes , döndüm baktım , o da ne !!! yahu bunun kapısı 50cm içeri nasıl girerim ki ???? Hostes, beyefendi tüm uçaklar aynı ve bu arada bizde ara sandalye yok deyince ben de şalter attı.Olmaz , olmaz var ara sandalye, öyle söylediler bana.Hostes ısrarla vallahi de billahi de yok.Yahu ihtiyaç halinde ne yapacağım ? Yapacak bir şey yok beyefendi dedi ve gitti. Şimdi sıçtık işte !!! O da ne. Ben bu stresi yaşarken yanımda teyze oğlu daha uçak kalkmadan horlamaya başlamaz mı.Kabus bu kabus dedim.Uyandırdım arkadaşı , ne yapacağız dedim.Ara sandalye yokmuş,aha da wc şu gördüğün dapdar yer.Demez mi amma da stres yapıyorsun , rahat ol.Adam bildim bileli böyle ,sinirleri alınmış. Bayan hostes geldi , ne alırdınız? Çay, kahve? Ulan ara sandalyeniz yok, wc desen malum , içip nereye çıkaracağız.
İstemiyorum dedim son derece stresli ses tonuyla. İstanbul Atatürk hava alanındayız ve aynı stres yine başladı.Kucakta bir sandalyeden diğerine transferler.
Bekleyişten sonra tekrar kucağa oturma seansları ve Mısır uçağına biniş.Kucağa oturma alışkanlık yapmaz inşallah dedim içimden 🙂 Artık uçağımız Mısır’a iniş için hazır.Uçakta kaç sefer dua okuduğumu Allah biliyor.Uçak Mısır Alexandria hava alanına indi ve yolcuların çıkmasından sonra sandalyemizi bekleme başladı derken gözlerim pencereden ambulans arıyordu. İki tane entarili arap kardeşim geldi ve ya Allah demez mi.Tek kelime İngilizce bilmiyorlar ve ben yırtınıyorum ara sandalyem nerede? Yok diyor sandalye!!! Ambulans nerede? Ne ambulansı? Hostes demez mi burada ara sandalye de yok ambulans da yok.Uçağın merdivenlerini dahi kucakta ineceksiniz.Böyle bir eziyet olamaz.Başka çare yok , iki adam biri sırtımdan biri ayaklarımdan en arka koltuktan uçağın önüne ve oradan da merdivenlerden aşağı kadar beni taşıyıp aşağıda bekleyen sandalyeme oturttular.Bu süreçte çektiğim ıstırabı bir Allah bilir.Artık aşağıda ve kendi sandalyemdeyim ama bitkisel hayattayım desem daha doğru olur. Bu daha geliş macerası sevgili Levent , bunun bir de dönüşü var! Kucaktan kucağa macera
Aynı serüven dönüş yolculuğunda da yaşandı hatta Mısır’da uçağa biniş ambulans ve ara sandalye olmayınca rezaletti. Tek güzel şey ise hayatımda ilke defa hem de boynundan aşağısı felç olan bir şahıs olarak kafama koyduğum bir yolculuğu kazasız belasız tamamlamıştım en azından başıma bir felaket gelmemişti.
Bir çoğunuz için son derece basit olan bir uçak yolculuğunun bir engelli birey için nasıl bir macera olduğunu anlayabilmeniz açısından ilk uçak yolculuğumu anlatmak istedim.Basit olan şeyler kimine bu kadar karmaşık olabiliyor. Şimdilerde hava alanları daha modern olsa da maalesef wcler yine son derece konforsuz ve uçak yolculukları hala çok stresli. Umarım bu soruna yakın gelecekte çözüm bulurlar ve biz engelliler çok daha rahat yolculuk etme fırsatını yakalarız.
Özgürlük gibisi yok.
Sevgiyle kalın…